Ağız Yaraları

Ağız içini döşeyen mukoza tabakasının değişik nedenlerle yaralanıp ortası beyaz, etrafı pembe bir çizgi ile sınırlı, çok ağrılı lezyonlardır. Toplumda her 100 kişiden 50 si hayatının bir döneminde bu yaralar ile karşılaşmıştır.

Klinikte görülen en sık sebebi ağız içi florasının bozulmasıdır. Normalde ağız içinde vücuda yararlı olarak bulunması gereken bazı mikroplar vardır- Bunlar belli bir düzen ve sayıda bulundukları zaman vücuda yardımcı olur ve hatta vucudun savunma sistemine katılırlar. Bu dengenin bozulması durumunda ağız içinde bir mikroplar savaşı başlar ve bunun sonucu olarak ta ağız yaraları sık görülür.

Sigaraya başlamak, sigarayı bırakmak, diş ve dil hijyen bozuklukları, aşırı baharatlı ve acılı yeme, diş kırıkları ve dolgu eksiklikleri, üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası bu tablo çok görülür. Antibiotik kullanımı da normal florayı bozarak aft oluşumuna yardımcı olur.

Mide asitlerinin boğaza ulaşarak florayı etkilemesinden dolayı Reflü de önemli bir aft sebebidir .

Bir diğer grup ise alerji – sinüzit –  burun eğriliği – et şişmesi sonucu burnumuzu çok iyi kullanamadığımız zaman bu ağrılı ağız  yaralarıyla karşılaşırız.

Nadir sebepler olarak ta Midede helicobacter pylori adı verilen bir mikrop olması, B 12 vitamini emilimini bozan çölyak, ülseratif kolit gibi sindirim sistemi hastalıkları,  Romatolojik bir hastalık olan Behçet hastalığı  ( Göz ve genital bölgede de sorunlar olur ) dır.

Özel bir ağız bakım gargarası ve lokal olarak yara üzerine uygulanan Gümüş – Nitrat çubuklu pansumanlar hastayı hemen günlük hayatına döndürür, ağrısını geçirir – Hasta yemek yiyebilip, dişini fırçalayabildiği için çok hızlı bir iyileşme sağlanır.

Hastalığın tekrarlamaması için yapılacak muayene sonunda bir yol haritası çıkarılıp, altta yatan hastalık giderilmelidir.